Peskov, başkent Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada, AB’nin Rusya’ya yönelik uyguladığı 10’uncu yaptırım paketini değerlendirdi.

Yaptırım listesine esir değişimi ile ilgilenen Rusya İnsan Hakları Komiseri Tatyana Moskalkova’nın da alındığına dikkati çeken Peskov, şunları kaydetti:

”Elbette, tüm bunlar saçma. Belli ki yaptırım listelerini oluşturmak için kim olduğu belirsiz, yaptırım konusuyla hiçbir ilgisi olmayan kişileri listelere dahil ediyorlar. Diğer yandan, listelerde başarılı kişiler yer alıyor. Bu şahısların yaptırım listesine dahil edilmesi, kendilerini rahatsız etmez. Bundan eminim. Belli ki Batı’nın yaptırım uygulayacağı kişi sayısı yetersiz.”

”Çin’in barış planı dikkate değer”

Peskov, Çin’in Ukrayna meselesi çözümüne ilişkin barış planına değinerek, ”Meselenin barışçıl çözümüne katkıda bulunacak planların geliştirilmesine yönelik her türlü girişim dikkate değer. Çinli dostlarımızın planını da büyük dikkatle ele alıyoruz.” dedi.

Plandaki detayların analiz edilmesi ve tarafların çıkarlarının dikkate alınması gerektiğini belirten Peskov, bunun ”uzun” ve ”gergin” bir süreç olduğunu vurguladı.

Peskov, ”Şu anda, bu olayın barışa doğru ilerlemesi için herhangi bir ön koşul görmüyoruz. Özel askeri operasyon sürüyor. Belirlenen hedeflere doğru ilerliyoruz.” şeklinde konuştu.

”Transdinyester bölgesindeki durum endişe verici”

Moldova içerisinde bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester bölgesindeki duruma da değinen Peskov, buradaki durumun endişe verici olduğunu ve dikkatlice takip edildiğini vurgulayarak, ”Kiev rejimi ve Avrupa ülkelerindeki rakiplerimizin çeşitli provokasyonlar yapabileceklerini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Rusya Savunma Bakanlığı, 23 Şubat’ta, Ukrayna’nın Transdinyester bölgesine yönelik ”silahlı” provokasyon hazırladığını ve bölgeyi istilaya yönelik sınıra asker ve silah konuşlandırdığını iddia etmişti.

Moldova Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise Transdinyester bölgesindeki durumun dikkatle takip edildiği belirtilerek, ”Şu anda devletin askeri güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit yok.” ifadesi yer almıştı.